7 Nisan 2010 Çarşamba

AÇIK ŞEHİR İSTANBUL'A DAİR

 Açık Şehir: Akışkandır, Açık Şehir: Değiş tokuştur, Açık Şehir: Evinizdir, Açık Şehir: Öğrenmektir, Açık Şehir: Sizindir


Açık şehir İstanbul sergisi hakkında biraz bilgi vermek isterim öncelikle. Küratörlüğünü Philipp Missewitz ve Can Altay'ın yapmış olduğu, 4. Uluslararası Rotterdam Mimarlık Bienali  ( IABR) sergisinde sığınma, mimarlar, plancılar, sanatçılar ve aktivistlerden gelen eleştirel projeler ve konumlarla fazlasıyla çarpıcı ve bilgi aktaran bir segi olarak 12 Mart- 9 Mayıs 2010 tarihleri arasında Tütün Deposunda izleyicilerini beklemekte. Serginin içerisinde bir çok çarpıcı ve dikkat çeken işler var ben size sadece birisinde bahsediyim geriside size kalmış olsun.
"KENT ADALARI Yeni Bir Mekansal Düzeni Haritalamak"  başlığı altında Rusya/ Moskova ve Türkiye/ İstanbul' da yapılmış olan kentlerin zaman içerisindeki tahribatı üzerine dökümantasyonel araştırmanın gözler önüne serildiği çarpıcı bir iş. Kent Adaları günümüz kentini çoğunlukla küreselleşmenin baskısı altında mekânsal ve kültürel farklılığını kaybetmekte olan bir mekân olarak betimliyor: içinde metaların, insanların ve bilginin bir taraftan öbür tarafa dolaştığı " akışkan bir mekân ". Fakat bu alışılmış akışkanlık imgesinin aksine, kentleşme giderek daha fazla parçalanma ve kendini tecrit etme eğilimleri tarafından şekillendiriliyor.  Bir taraftan metropoldeki gelişi güzellikten ve belirsizlikten gönüllü olarak uzaklaşmak istiyenlere ayrılmış alanlar var: alışveriş merkezleri, kongre merkezleri, sadece iş yerlerinin bulunduğu semtler, trustik yerler, eğlence parkları, araştırma merkezleri, güvenlikli siteler ve kendini tecrit etmek amacıyla tasarlanmış tüm diğer yerler. Diğer yanda metropolden zorla dışlananlara ayrılmış alanlar var: varoşlar, gettolar, mülteci kampları, işçi kampları, gözaltı kampları ve benzeri.Kent Adaları kendsine Türkiye'de Gülsuyu/ Gülensu, ve Göktürk' ü, Rusya'da ise Pokrovksy Hills ve Usovo'yu kendi derdine rehber atamış. İstanbul'da ve Moskovo'da rehber olarak seçilmiş bu alanların nasıl tahrip edildiği. Tahribatın yapılırken insanların metropolün göbeğinde yaşadığı ve kaçmak istediği herşeyi zamanla yine peşinden nasıl getirdiğini gözler önüne seriyor. Aslında bu kısır döngü ile hiç bir yere varılamacağını her bir yanın betonerme olmasına uğraşılmasındansa insanların artık homojen olmalarını savaşmalarının anlamsız olduğunu vurgulayan çarpıcı işlerden sadecce bir tanesi.

Sergi mekanı: DEPO/ Tütün Deposu
ziyaret saatleri: Salı- Pazar / 11:00- 19.00
(Pazartesileri Kapalıdır.)
http://www.depoistanbul.net/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder